Üçüncü dalga ya da nesil (Third Wave) terimi ilk olarak 2002 yılında anılmış olsa da kökleri Nitelikli kahvecilik (specialty coffee) ile birlikte 1970lere hatta 1960lara uzanıyor. Kahvenin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefleyen niktelikli kahvecilik bugün üçüncü nesil kahve akımıyla beraber altın günlerini yaşıyor.
Diğer nesillere şöyle bir göz attığımızda; birinci nesi evlerimiz için aldığımız sıcak suya katıp karıştırarak elde ettiğimiz hızlı (instant) kahveleri tanımlar. İkinci nesl ise genelde ne sattığını bilmeden kahve satan zincir kahve mağazalarını tanımlıyor. Üçüncü nesil ise kahveye ticari bir obje gibi değil de daha sanatsal yaklaşan bir akım. Kahveyi yetiştiren çiftçi, ticaretini yapan kişiler ve kavurucular ile sıkı ilişkiler kurulması gereken bir sektörün baristaları da kendileri ile özdeştirdikleri; V60, Chemex, Syphon gibi yeni nesil demleme yöntemleri ile kahveleri demliyor ve müşterilerine içtikleri kahveler ile ilgili bilgiler aktarıyorlar.
3.Nesil İşletmeler, Zincir kahve dükkanları gibi yüklü miktarlarda değil de; ufak miktarlarda yüksek kalite çekirdeği direkt olarak çiftçiden ya da araya en az aracıyı sokarak almaya çalışır. Kalitesiz kahve üreten kahve çiftçilerini daha çok para kazanmak için daha kaliteli çekirdekler üretmeye teşvik eder. Çünkü zincir kahve dükkanları ve üreticiler için üretim yapan kahve çiftçileri hayatlarını geçindirebilecek kadar para kazanamazlar. Bu yüzden aslında üçüncü dalga kahvecilerin yüklendikleri sosyal bir sorumlulukları da vardır.
Özetle 3. Nesil kahvecilik, kahveyi demleyen kişinin kahve çekirdeğinin yetiştiği bölge, harmanı, kavrulma derecesi, dinlendirilme süresi, demleme metodu, demleme süresi ve lezzetlendirmek için yapılan ilavelere kadar kahveyle ilgili her şeyden haber olduğu akımdır.